Biraz da Sanat Diyelim: Tabloların Hikayeleri

Müstakil Tasarım Pazarı III için ünlü tablolarla lokal markaları birleştirdiğimiz eğlenceli bir tasarım yaptık. Peki bu tabloların hikayelerini de öğrenmek ister misin? 
 
Senin için seçtiğimiz 5 farklı tablo hakkında ilginç bilgiler vereceğimiz pazar postasına hoşgeldin! Hangi markayı hangi tablonun içine yerleştirdiğimizi görmek için instagram sayfamızı ziyaret edebilirsin! 
 
Da Vinci'nin Kakımlı Kadın tablosu gerçek bir modele dayanıyor; Cecilia Gallerani. Rivayete göre Milano Dük'ünün amcasının Ludovico Sforza'nın metresiydi ve Sforza'nın isteği üzerine portresi yapılmıştı.
 
Da Vinci'nin başka tablolarında olduğu gibi bu tablo özel ışınlarla bakıldığında yapım sürecinde değişikliklere uğradığını görüyoruz. İlkinde Cecilia tek başına resmedilmiş, ikincisinde daha küçük ve gri bir kakım ile sonuncusunda ise final halindeki beyaz kakım ile. 
 
Kakım ise ilginç bir hayvan seçimi. Normalde evcil bir hayvan değil ama o dönemde soylular tarafından beslenilme modası var. Bazıları Da Vinci'nin kakım seçmesinin arkasında kakımın saflığı ve soyluluğu temsil etmesi olduğunu bazıları da Sforza'nın Kadım Tarikatı adlı bir tarikata üye olmasına gönderme olduğunu söylüyor. 

Van Gogh'un Sandalyesi (Yazarımız Van Gogh hayranı o yüzden iki tane tablosuna yer veriyoruz)

En meşhur tablolarından biri olan sarı sandalyeyi mutlaka görmüşsündür. Ama bu tabloyu anlayabilmek için daha az popüler olan başka bir sandalye tablosuna bakmamız lazım. 

Bu tabloyu sıradışı bir otoportre olarak görebiliriz. Sarı tabure Van Gogh'u, kahverengi sandalye ise ressamın büyük hayranlık duyduğu arkadaşı Gaugen'i temsil ediyor. Kendisini Gauegen ile yaşamanın hayalini kurduğu Sarı Ev için aldığı 12 ahşap sandalyeden biri olarak resmediyor. Herhangi bir özelliği olmayan, bir sandalye topluluğunun parçası. Gaugen için resmettiği sandalye ise özenle seçtiği bir parça. Altına serdiği kadife halı ve sandalyenin üstündeki romanlarla Gaugen'in entellektüel yanına gönderme yapar. 

Manet'nin Foiles-Bergere'de Bir Bar Tablosu

Yazarımızın hakkında saatlerce konuşabileceği tabloya geldik :) O yüzden mümkün olduğunca kısa anlatmaya çalışacağım. Foucault bu tabloyu modern resmin başlangıcı olarak özetliyor. Peki bu ne demek? Manet'den önceki ressamların tablonun iki boyutlu ve kısıtlı bir obje olduğunu izleyiciye unutturup tüm sahneyi seyirciye verdiğini, Manet'nin ise tam tersine bu iki boyutluluğu bir oyun haline getirip izleyiciyi aciz konuma koyduğunu anlatır Foucault. 

Tablonun sol üst kısmında gözüken iki ayak aslında sahnenin tablonun dışında bizim izleyici olarak göremediğimiz kısmında devam ettiğini gösterir. Ne yaparsak yapalım, tablonun içine giremediğimiz için sahnenin tamamına hakim olamayız.

Peki ya aynadaki yansıma? Bu iki kadın aynı kişi mi? Peki adam kim? Bunlar ise başka bir postanın konusu. Çoook konuşulacak şey var bu tablonun üstüne çok! 

Van Gogh'un en ünlü tablolarından biri olan Kulağı Sarılı Otoportre, Gaugen ile kavgasından sonra kulağının bir kısmını kesmesi akabinde hastaneden çıktığı, iyileşme sürecinde yaptığı bir tablo. Ressamın kendisini oldukça çıplak bir şekilde bizimle paylaştığını görüyoruz. Akıl hastalığına dair inanılmaz bir tablo. 

Van Gogh'un arkasında bulunan iki obje de sanat tarihçileri tarafından Van Gogh'un kendi sanat hayatına dair semboller olarak okunuyor. Arka plandaki Japon esintili tablo onun Japon sanatından esinlenerek üretmeye devam edeceği, boş olan tuval de her koşulda resmi bırakmadığını temsil ediyor. 

Kapanışı Matisse'in Blue Nude tablosu ile yapalım. Aslında 4 farklı nude tablo olan bu seri Matisse'in son dönemini temsil ediyor. Artık resim çizemeyecek hale gelen Matisse daha çok makas ve kağıtlarla çalışmaya başlar. Blue Nude da kağıtları kesip derleyerek yaptığı bir çalışma. 

Tablonun en etkileyici yönü de adeta bağıran mavi rengi. Matisse'in kendisinin öncü olduğu Fauvism akımı bu rengin arkasındaki akım. Rengin akımı mı olur? Evet. Fauvism renklerin tüpten çıktığı gibi çiğ bir şekilde kullanıldığı bir akım. Sonrasında bir çok sanatçıya ilham olan bu renk ve biçim günümüzde oldukça popüler bir şekilde posterciler tarafından kullanılıyor. Matisse'in ise bu tabloyu yaparken ilham kaynağı Afrika heykelleriymiş.